Malatya’nın Arkeolojik Varlıkları

Malatya ilimizin Dünyaca ünlü arkeolojik varlıkları işte burada...

Malatya’nın Dünyaca Ünlü Arkeolojik Varlıkları

Fırat Nehri’nin yanındaki konumuyla, yüzyıllar boyu önemli bir yerleşim merkezi olan, eski çağlardan beri Anadolu ve Orta Doğu’nun geçit veren kavşak noktasında yer alan Malatya’nın birbirinden farklı medeniyetlerin el verdiği tarihi yapılarının yanı sıra, arkeolojik varlıkları da dünyaca ünlü. Mezopotamya ile Anadolu arasındaki ticaret ve kültür alışverişinin bu yol üzerinden yapılması, Malatya’nın tarihi ve kültürel önemini önemli ölçüde artırmış.

Arslantepe Höyüğü

Arslantepe Höyüğü, Malatya şehir merkezinden 7 km kuzeydoğusunda, Fırat Nehri’nin batı kıyısında yer alıyor. MÖ 5000’lerden MS 11’inci yüzyıla dek yerleşimin sürdüğü Arslantepe Höyüğü, Bizans mezarlığı olarak yerleşimini tamamlamış bir bölge. 1932’de başlayan kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkarılan eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Malatya Müzesi’nde sergileniyor. Elde edilen bu eserler ve yapılan araştırmalar, Arslantepe’nin Yakın Doğu’da ilk devletlerin oluşum sürecinde en önemli yerleşim yerlerinden birisi olduğunu gösteriyor. Bu anıtsal mimari kalıntılar Arslantepe’ye emsalsiz tarihi mekânlar unvanını kazandırıyor. Höyükte yapılan kazılar sonucunda MÖ 3600 ve 3500’lere tarihlenen bir tapınak, MÖ 3300-3000 yıllarına ait kerpiç saray, iki bini aşkın mühür baskısı, koridor bezemeleri, kral mezarı ve birçok eserin yanı sıra arsenikli bakırdan yapılan mızrak ve kılıçlar bulunuyor. Bunun yanı sıra, 5000-5300 yıllık savaş gereçleri gibi daha pek çok değerli eser bulunuyor.

Nemrut Dağı Milli Parkı

Nemrut Dağı Milli Parkı, aslında Adıyaman’ın Kahta ilçesine bağlı olsa da ismi Malatya ile özdeşleşmiş ve buradan da rahatlıkla ulaşılabilen bir bölgede yer alıyor. Malatya’dan yaklaşık 100 km’lik Malatya-Pütürge-Tepehan yolunu takip ederek ulaşabileceğiniz, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Nemrut, Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara minnettarlığını göstermek için, 2150 m yüksekliğindeki Nemrut Dağı’nın yamaçlarına yaptırdığı mezar ve anıtsal heykellerden oluşuyor. Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından biri olan Nemrut Dağı Milli Parkı’nda Antiochos’a ait tümülüs ve kutsal alanlar yer alırken, bölge güneşin doğuşu ve batışı sırasında, eşsiz görüntüler sunan manzarasıyla da dünyaca ünlü.

Kırk Kardeşler Şehitliği

Kırk Kardeşler Şehitliği, Battalgazi ilçesinin doğusunda bulunan doğal bir tepe üzerine kurulu, Selçuklu taş işçiliği ve süslemesinin hâkim olduğu mezar taşlarının yanında Osmanlı Dönemi özelliklerini gösteren mezar taşlarının yer aldığı bir bölge. Geniş bir alanı kaplayan mezarlığın orta kısmında yer alan şehitlik çevresinde 13. yüzyıla tarihlenen birçok lahit ve mezar taşı ile birlikte Roma ve Bizans Dönemlerine tarihlenen sikkeler ortaya çıkarılmış.

Ansır Mağaraları

Ansır Mağaraları, Yazıhan Ovası’na hâkim bir bölgede, Yazıhan ilçesinin 10 km batısında, Buzluk Köyü’nde bulunan ve tarihî İpek Yolu ile Bakır Yolu üzerinde yer alıyor. Gerek doğası, gerekse de manzarası ile önemli bir konumda bulunan Ansır Mağaraları’nda, Yontma Taş Devri ve Hitit uygarlıklarının izlerine rastlanıyor. Buzluk Mağarası ismi ile de tanınan Ansır’da ayrıca Ansır Vadisi’nde yer alan tarihi yerleşimler Roma ve Bizans Dönemi izlerini de taşıyor. Geçmişi çok derin izler taşıyan bu mağaraların, Hıristiyanlığın yayılma safhasında devrin hükümdarının zulmünden kaçan Hıristiyanların yerleşim yeri olduğu da söyleniyor. Diğer yandan mağaraların altında, 3 kilise ile 40-50 civarında oda, mağaraların hemen eteğinde ise kültür katmanı ve Hitit aslanının bulunduğu mezarlık alanı da bulunuyor.