Günümüzde herkesin kolayca ve ucuza temin edebileceği bir araç, tükenmez kalem. Ancak şimdilerde sıradan bir eşya gözüyle bakılsa da tükenmez kalemin tarih sahnesine çıkması o kadar kolay olmamıştı.
Bir tükenmez kalem için Macar asıllı iki kardeşi Arjantin yollarına düşüren bu ilginç hikâyeyi anlatmaya başlayalım. Sümerliler ile başlayan yazı macerası, Mısırlılar ve Çinlilere kadar uzanmış ve tabletlerin üzerine kazınan harflerden, mürekkebe ve kağıda evrilmişti. Mürekkebin icadını kağıt ve kalem takip etmiş ve insanlığı daha ileriye götürecek olan gelişim süreci başlamıştı. Bilginin yayılmasını hızlandıracak bu sürecin başında insanlar mürekkebi önce tüy kalemlerle birlikte kullandılar. Bunu 1846 yılında Alonzo Townsend Cross’un icat ettiği kurşun kalem izledi. O yıllarda mürekkebin yavaş kuruma sorunu ve yazı yazarken sızıntı yapan mürekkepli kalemler için henüz kimse çözüm getirememişti. Takvim yaprakları 1888 yılını gösterdiğinde bu sorunla ilgili ilk adımı atan kişi John Jacob Loud isimli bir tabakhaneci olmuştu. Loud, ucunda döner bir top olan ve mürekkep haznesinden uca doğru mürekkep akışını sağlayan bir kalem tasarladı. İlk tükenmez kalem macerası da böylece başlamış oldu. Ancak Loud’un tasarımında eksiklikler vardı ve sızıntı hala devam ediyordu. Üstelik pürüzlü yüzeylerde kolayca yazı yazılabiliyorken pürüzsüz yüzeylerde aynı başarıyı gösteremiyordu. Loud, tükenmez kalemi için patent başvurusunda bulunsa da tasarım hataları nedeniyle bu isteği kabul edilmedi ve belki de Loud'un hayatını tamamen değiştirebilecek olan bu fırsat ellerinden uçup gitmiş oldu. Loud’un bu başarısız girişimi, Laszlo ve Georg Biro kardeşlerin önünü açmış oldu. Gazeteci Laszlo ve kimyager olan kardeşi Georg, Loud’un icadını bir sonraki seviyeye taşıyacak kişiler olacaklardı. Laszlo, mesleği gereği yazı yazmakla fazla haşır neşir biriydi ve mürekkebin sürekli damlaması ve sivri uçlu kalemlerin kağıtlarını deliyor olması onu çok rahatsız ediyordu. Bu sorunu çözmek için kardeşi Georg’la birlikte kolları sıvayan Laszlo, Loud’un tasarladığı ilk kalemden ilham alarak bir başka tükenmez kalem üretti. Tükenmez kalemde kullandığı mürekkep ise normal mürekkep değildi, çok daha çabuk kuruyan gazete mürekkebiydi. Bu da icat ettikleri kalemi çok daha kullanışlı bir hale getiriyordu. İcat ettikleri tükenmez kalemin patentini aldıktan bir süre sonra İkinci Dünya Savaşı patlak verdi ve Biro kardeşler savaştan kaçıp soluğu Arjantin’de aldılar. Yolları nasıl oldu da Arjantin’e düştü diye sorarsanız, orası tamamen hoş bir tesadüfün etkisiydi. Savaş başlamadan önce iki kardeşin yaşlı bir adamla sohbet etme şansları olmuştu ve bu adama yaptıkları icadı hevesle anlatmaya başladılar. Yaşlı adam bu konuyla çok ilgilenmişti ve ne ilginçtir ki o yaşlı adam Arjantin’in devlet başkanı Agustin Pedro Justo’ydu. Justo, iki kardeşe ülkelerine kalıcı olarak yerleşmek isteyip istemeyeceklerini sordu. Biro kardeşler ise teklifi kabul etmekte kararsız kalmışlardı. Bu davetten bir yıl sonra savaş çıkınca iki kardeş başkanın teklifini kabul etmeye karar verdi. Üstelik Arjantin'de çalışmalarına devam edip icatlarını geliştirme şansları vardı. Pek çok yatırımcı tükenmez kalemle yakından ilgileniyordu ancak kardeşler gelen teklifleri reddedip icatlarını mükemmel hale getirmek için uğraştılar. Arjantin’de fabrika açıp seri üretime geçen kardeşler, başlangıçta bazı sıkıntılarla karşılaştılar. Kalemlerde hala bazı sorunlar mevcuttu ancak kısa sürede bunlara çözüm getirildi ve yepyeni bir tasarımla tekrar üretime geçtiler. Bu üretimin ardından başarı da beraberinde geldi, Biro'lar artık Arjantin'de epey ün kazanmışlardı ve işleri yolunda gidiyordu. Tabii iki kardeşin yeni sahip oldukları bu ün bir süre sonra ülke sınırlarını da geçiverdi, Arjantin’de bulunan Amerikan üssü sağ olsun… Amerikan savaş pilotları kalemlerin yüksek irtifada dahi sorunsuz bir şekilde çalıştıklarına şahit olmuş ve bu mükemmel icadı kendi topraklarına taşımışlardı. Amerika’ya ulaşan kalemlerin başına ne geldiğini tahmin ediyorsunuzdur sanırım. Evet, doğru tahmin! Kendilerine hemen yeni bir mucit buldular. Milton Reynolds adlı bir girişimci kalemlerin tasarımlarıyla oynamış ve yasal boşluklardan faydalanarak Biro kardeşlerin patent hakkını kendi üzerine almıştı. Yakın arkadaşı Fred Gimbel’la anlaşıp kalemin pazarlama işlerini ona devreden Milton Reynolds’ın tükenmez kalemleri kısa sürede yok sattı. Biro kardeşler ise kendilerine ait patenti 1945’te Marcel Bich adlı bir Fransız’a verdiler. Kalemleri çok daha ucuza mal eden ve şık bir tasarım geliştiren Bich, kendi markasını yaratarak dünyanın en meşhur tükenmez üreticilerinden biri haline geldi.