Artan sayıda çalışmalar, klasik kanser tedavisine aspirin eklemenin faydalarına değinir. Cardiff Üniversitesi’nde çalışan Peter Elwood, bu konuda “Plos One” dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmanın lideridir.
Düşük dozda aspirinin; kalp hastalıkları, felç ve kanser için önleyici olduğu biliniyordu. Fakat elde edilen yeni kanıtlar, aspirinin kanser için ek bir tedavi olarak faydalı olabileceğini gösterdi. 2012 yılında Lancet dergisinde yayınlanan üç çalışma, günlük aspirin alımının orta yaşlı kişilerde çeşitli türlerde kanser için önleyici olabileceğini iddia eder. Bu bağlamda Elwood ve araştırma grubu, kanser tedavisinde aspirin alımının faydalarını inceledi. Aspirinin kanser tedavisindeki rolünü araştırmak için Elwood ve meslektaşları, yapılmış 71 çalışmayı inceledi. Çalışmalarda kanser teşhisi konulmuş toplam 120,000 kişi, tedavilerine ilave olarak aspirin almaya başladı. İki bağımsız gözlemci, çalışmaların uygunluğunu ve aspirin alan grupta; kanserle ilişkili hücre ölümünü, metastaz oranını ve diğer nedenlerden ölüm oranını inceledi. Araştırmacılar bu bilgileri; ilaç almayan 400,000 kişiyle kıyasladı. Çalışmaya katılan 29 vaka kolon kanseriydi. Buna ek olarak araştırmacılar, 15 meme kanseri ve 16 prostat kanseri vakasına odaklandılar. Yapılan analizlerin sonucundan kanser tanısı koyulan aspirin alan kişilerin hayatta kalım oranı, aspirin almayanlara oranla %20-30 daha fazlaydı. Elwood ve meslektaşları, aspirinin farklı kanser türlerine çeşitli oranlarda etki etmiş olabileceğini iddia ettiler. Aspirinin kolon kanserinden ölüm riski oranını %25 azalttığı, meme kanserinden ölüm oranını %20 azalttığı ve prostat kanserinden ölüm oranını %15 azalttığı görülüyor. Kolon kanserine odaklanıldığında yapılan analizler; kolon kanseri tanısı koyulmuş ve aspirin almaya başlayan 65 yaşındaki bir adamın durumu, aspirin almayan ve aynı hastalığa sahip 60 yaşındaki bir adamla aynıdır. Yazarlar, incelemeyle ilgili bazı kısıtlamalar üzerinde tartışmaktadırlar. Örneğin; çalışmaların oldukça gözlemsel ve bazılarının da aspirin alımı ile ilgili herhangi bir faydaya işaret etmediklerini belirtiyorlar. Gelecek çalışmalarda, bu konuda daha fazla kanıtın elde edilmesi gerekiyor. Hastaların da araştırma çalışmalarına katılımı teşvik edilmelidir.