Kahve, ilk olarak 15. yüzyılda Arabistan’da yetiştirilmiştir, 16. yüzyılda Türkiye’ye ulaşmış ve burada kullanılan demleme tekniği dünyada “Türk kahvesi” olarak tanınmıştır.
Kahve bitkisi Türkiye’de yetişmemektedir. Avrupa ülkeleri Türklerden kahve içme alışkanlığı elde ettikten sonra kahve demleme yöntemlerini geliştirmiştir ancak Türk kahvesi pişirme yöntemi neredeyse değişmeden kalmıştır. Türk kahvesi birçok bakımdan diğerlerinden farklı olarak kabul edilmelidir ve bunu sadece hazırlanma veya demleme nedeniyle söylemek haksızlık olur. Kahve çekirdekleri neredeyse beş yüzyıl önce Osmanlı topraklarına ulaşmış ve kısa sürede popüler hale gelmiştir.
Türkiye’de Kahve Tüketimi
Türkiye kalabalık bir ülkedir ancak kahve pazarı çok daha küçüktür. Türk halkının çoğu çayı kahveye tercih eder. Buna rağmen son yıllarda özellikle gençler arasında kahve tüketiminin arttığı gözlenmektedir. Yıllık kahve tüketimi Türkiye’de kişi başına 0,4 kg iken, komşu ülkemiz Yunanistan’da 5,5 kg, Almanya’da ise 6,4 kg’dır. İstanbul’daki ilk kahvehane 1550’lerde açılmıştır. İnsanlar hala cafelerde, kahve evlerinde saatlerce vakit geçirmeyi, alkolsüz içecekler içmeyi ve sohbet etmeyi sever. Karşılıklı birer kahve içmek sadece fiziksel olarak bir fincan kahve içmeye karşılık gelmez. O kahveler konuşmak, bir görüşme yapmak, üzüntüleri paylaşmak veya dedikodu yapmak için içilir. “Yorgunluk kahvesi” ifadesi rahatlamak demektir. Kişiler mutlu anlarında da keyif kahvesi içer. Kahve her türlü sohbetin her zaman bahanesi olmuştur.
Kahvenin Hatırası
Kahve kelimesi Arapça kökenli olup “kahwa” kelimesinden gelmektedir. Kahveyle ilgili “Bir fincan acı kahvenin kırk yıllık hatırı vardır” ifadesi içilen kahveden çok birlikte içilen kişinin kırk yıl boyunca hatırlanması, ilişkilerin ve arkadaşlıkların kahve üzerinden güçlendirilmesi anlamına gelir. Türk kadınlarının kahve telvelerinden fal bakma pratiği gelecekle ilgili endişeleri ortadan kaldırdığı için psikolojik olarak rahatlatıcıdır. Bir çöpçatan bir eve ya da bir erkek ailesi bir kızın ailesinin evine olası bir evlilik hakkında konuşmaya gittiğinde kızın kahve servisi yapması gelenekseldir. Bunun arkasındaki asıl sebep ziyaretçilerin kızı görmesidir. Ayrıca, “bir fincan kahvenin hatırası kırk yıldır kalır” aforizmasının gösterdiği gibi kahve, Türkiye’nin sosyal ilişkileri ve kültüründe önemli ve eşsiz bir rol kazanmıştır. Bu zengin kültürel birikim, 2013’te UNESCO’nun Türk Kahvesi kültürünün ve geleneğinin “ İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi”ne alınmasına neden olmuştur.
Mükemmel Türk Kahvesi Nasıl Pişirilir?
Çay gibi, kahvenin her türlü kahve fincanı, cezve, el kahve değirmeni, kahve dövmek için havan ve havaneli (dibek) ve tepsiler de dahil olmak üzere kendine has bir kültürü vardır. Evlerde olmasa da halka açık özel kahve evlerinde, çay bahçelerinde ya da kafelerde kahve her bir fincan için ayrı bir küçük cezvede hazırlanır ve zarif, küçük bir su bardağı ve fincan altı tabaklarla servis edilir. Taze, yeni öğütülmüş kahvenin tadı doyumsuzdur. Su, öğütülmüş kahve ve şeker ölçülerek ( genel kural bir fincan için 1 kahve kaşığı kahve ve aynı ölçüde şeker) tercihen bakır cezveye koyulur, mükemmel tadı yakalamak için yavaş yavaş pişirilir. Su kireçsiz olursa ya da bir filtre sisteminden geçirilerek kullanılırsa kahvenin tadı daha lezzetli olur. Pişen kahve fincana döküldükten sonra telvesi dibe çöker. İyi hazırlanmış bir Türk kahvesinin üst kısmında kalın bir köpük tabakası vardır ve taşırken dökülmesine izin verilmemesi için fincanın kenarına yakın bir yere kadar doldurulur. Konuklar özelse saygıyı ifade etmek için kahve ikramında her zamankinden daha özel, daha güzel fincanlar kullanılır. Kahve servisinde tepsiye genellikle küçük ikramlar ( küçük Türk lokumları ya da kahve drajeleri) koyulur. Kahve sade, hafif tatlı, orta tatlı veya tatlı olarak servis edilir. Kahveye süt eklenmesi de oldukça yaygındır. Halk hekimliği çeşitli hastalıkların tedavisinde kahveyi kullanır. Dozunda içilen kahvenin sağlığa zararı yoktur. Tam tersine dinlendirici, rahatlatıcı, uyarıcı, zihin açıcıdır. Kahve sindirime de yardımcıdır.
Geleneğin Ayrılmaz Bir Parçası
Kahvenin Türkiye’de sosyal yaşam ve kültürün önde gelen unsurlarından biri olduğunu iddia etmek abartı olmaz, aslında kendi kültürünü yarattığı söylenebilir. Kahvenin sosyal yaşamdaki yeri çok sayıda rolle belirtilir:
- Düğün töreninden önceki ilk törenlerden birini oluşturur.
- Neredeyse her zaman misafirlere sunulmaktadır.
- Herhangi bir dostane konuşmanın tipik bir parçasıdır.
- Türk kültüründe kahvenin yeri Türk dilinde kahveden türetilen terimlere bakılarak da çözülebilir. Mesela kahverengi kahve renginde olan, kahvaltı ise günün ilk kahvesini içmeden önce bir şeyler yemek anlamına gelir.
- Türk kahvesi, evlilik öncesinde kızın isteme ritüelinin aşamalarından birini oluşturur. Kahve pişirilir ve gelin tarafından damat ve büyüklere servis edilir. Kahvenin tadı, kalitesi ve sunulma şekli gelinin becerikliliğinin bir göstergesi olarak yakından izlenir.
- Fincanda bırakılan Türk kahvesinin telvesi eşsiz kahve falı geleneğini yaratmıştır. İçilen kahveden geri kalan kalıntılar yani telve fincan içinde kalır, onu içen kişinin geleceği telve şekillerine bakılarak yorumlanır.
- Kahve kültürü birçok el sanatının gelişmesine yol açmış ve süslenmiş kahve fincanları, cezveler ya da kahve tepsileri Türkiye’de en çok aranan hediyelik eşyalar arasına girmiştir.
Kahve Falı
Aile ve arkadaşlar arasında kahve falı eski bir gelenektir. Kahve bittiği ve fincan soğuduğu zaman tabağına ters çevrilir, alt ve üstten parmaklar arasında sıkıca tutulup birkaç kez saat yönünde döndürülür. Fal bakan kişi fincanı yavaşça kaldırıp kahve içenin geleceğini, telvelerin fincan ve tabağın içinde bıraktığı desenlerden okur. Çoğu insan bunu eğlence amaçlı yapsa da bazıları şans, para ve sevgili haberi almak için yapar ve inanır.
Kahvehaneler
Türkiye çayda için olduğu gibi Türk kahvesi yapmak ve içmek üzerine kurulmuş çok fazla kültüre sahiptir. Türk kahvesi bir yemekten sonra veya çay yerine çay saatinde tüketilir. Türkiye’nin kırsal köyleri kahvehaneleriyle ünlüdür. Yerel halk buralarda sigara içmek, kart oynamak, sıkıntılarını paylaşmak ve Türk kahvesini yudumlamak için uzun saatler harcar. Peki ya bayanlar? Geleneksel bir kahvehaneye giren bir yerli bayan ya da bayan turist kendini bir bıyık denizinde bulacak ve muhtemelen orada bulunmaları biraz garip karşılanacaktır. Kahve evleri de denilebilen kahvehaneler sadece erkeklerin uğrak yeridir. Her ne kadar kahvehaneler açık bir şekilde kahveden dolayı adlandırılıyor olsalar da, kahve daha pahalı hale geldiğinden çoğunlukla çayın içildiği yerler haline gelmiştir. Son yıllarda insanlar kahvehanelerde okey gibi oyunların yaygınlaşması sebebiyle daha az konuşmaya başlamıştır.